1. Anasayfa
  2. İpucu

Eşekler


Eşek önemli hayvan benim için her ne kadar günümüzde yerini mekanik araçlar almış olsa da. Onların yeri benim için ayrı.

Köy hayatının eskiden vazgeçilmez fenomenlerinden idi. Çoğu evin ahır olarak kullanılan alt kısmında bir eşek olurdu mutlaka. Anırması dersen kulağın pasını alan bir konser gibiydi. Tabi biz bu canım hayvanları aşırı tonaj ve özgür olmayan bir yaşam altında ezip, ucuna çivi takılan sopalarla dürtüp sopalarken elin fransızı oturup onun için piano bestesi yapmış. Şimdi bütün çocuklar ordan başlıyor o işe ve eşeği hep sevimli bir hayvan olarak hatırlayacaklar.
Eşeklerin bizim kültürümüzde yeri çoktur. Bu sebeple onlara hakkını teslim etmek için böyle bir not düşmeyi borç bildim kendime. Köye dönüş Ütopyalarının da baş kahramanı eşek yine ki yeni nesil daha akıllı ve insani olduğu için onlar için pratik fikirler de düşünmüşler. Bu bacımız mesela Eşeklerin en büyük problemlerinden biri olan bacaklarının özellikle büyük sinekler tatafından ısırılmasına karşı basit bir tozluk yaparak çözüm bulmuş. Aslında konuyu buraya getiren soru buydu. Arkadaşlar mevzu sizin memleketteki sahte gündem, siyaset, terör saçmalıklarınizdan daha mühim. Çökün anlatıyorum. Şimdi bu hayvan o kadar akıllı ki dört bacak var ve bacaklarındaki ve gövde altındaki deri diğer bölgelere oranla daha ince. Bu güzel gözlü hayvan dostlarımız zamanla öyle bir yol geliştirmiş ki bacaklarına ve karnına konan sinekleri, onların konduğu bölgeleri titreterek kovmaya çalışıyor. Tabi bunu ancak acemi sinekler yer, onlarda akıllı ve öğreniyor. Hani yıllarca bjze hayvanlar akılsızdır insan en üstün canlı hatta şu gördüğün her şey bizim için yaratıldı falan diye g.nü yiyim ayakları var ya hepsi güzel kurgulanmış büyük yalanlar. Bal gibi de akıllılar ve öğreniyorlar. Ama sözde üstün insan koskaca dünyada binlerce yıldır öğrendiği tek şey ne onu da hepiniz biliyorsunuz. Bu eşek amcaların not tutma, tarih yazma becerisi de yok tamamen usta çırak hesabı nesilden nesile. Neyse mevzu uzar.

EŞEKLERİN KÜLTÜRÜMÜZDEKİ YERİ

Kültürümüzdeki yeri derken ne kasdettik. Mesela deyimler; Eşşoğlu eşek dediğini duymayan yoktur. Tabi bunlar hep eski cahiliye dönemi kültürü ve tamamen hayvanları falan hor görmekten dolayı. Yoksa aklı başında bi Atamız olsa “lan bu dağdan odun getiriyor, sırtına binsem götürüyor, evimi alttan ısıtıyor, bir tehlike olsa uyarıyor” falan diye düşünür bu lafı etmezdi. Dolayısı ile bu deyimin mucidine şimdi “ulan insan oğlu insan; şu garip eşekler kadar bari beynini kullan” şeklindeki hakaretimi kendisinin urhuna (bkz. Kocasının Mezarına Rakı Masası Kurdu) gönderiyorum .  Bundan başka işte; Eşşek kadar oldun, eşşeeen ski, eşşeen a.ına suyu kaçırma, eşşeğe altın semer vurmuşlar yine eşek  (bu arada altın ne oldu abi ya uçtu falan, lan düğünden sonra satmayaydık şimdi barya … lan dur beynin kaçtı gene)
Bir diğer kültürel konu; şarkılara konu olmasıdır. Ata sözlerimize nispetle daha insaflı. Misal bir sevgilinize romantiklik babında bir Kekilli’den “Dünyanın en güzel gözleri eşşeklerdedir” gider mi gider.
Bunun yanında Kıraç abi de “Eşşeği saldım çayıra ” türküsünü rock (bkz. Rock ya rock) layıp bize sundu. Bunun üzerine güzelim Anadolu bebesi duru mu hemen klibi yapıştırdı (bkz. Eşşeği saldım çayıra klibi) Eşek önemli abicim onu diyorum ya yoksa bu bebeler niye bu kadar zahmete girsin ta orda bir köy var uzakta köyünden. Tabi klip izlenince bazı arkadaşlar  (en azından benim bildiğim ) çocukluktan kalma anılara dönüp kimi pişmanlık kimi bıyık altı bir gülümseme yaşıyor. Bu konuyla ilgili de size buyrun (bkz. Haydar
Dümen Anadolu da eşeğin adı kara fatma ) öğrenin. Öyle olacak ki “Balıkesir’in Çılgın Eşekleri” adlı video youtube da en çok izlenenler arasında idi. Sonra kaldırdılar. Yapmayın böyle şeyler Google ifşa ediyor bizi dünyaya. Devir öğrenme devri abicim bilmiyorsun konuyu bak eşek kardeşlerimiz bile nerelere götürdü bizi.
Ne kültürmüş arkadaş bu ya hani bizim atalar at sırtında gezdiydi ya baya Eşeklerle geçmiş sanki.
Masal işine falan girersek çıkmayız ama kısa bir fıkra ile idare edin. İşte adam odunu fazla yüklemiş falan, eşekler de malum yükle biraz gaz kaçırır  (gayet hayvani bir durum). Neyse adam baktı olmuyor tabi biliyor önceden ki cebine almış acı biberi sürmüş kaçak yapan bölgeden. Kim tutar zavallı hayvanı başlamış koşmaya. Bu sefer adam yetişemiyor tabi ama aklın yolu bir hemen bir avuç da kendine sıvıyor derken eşekten önce eve varıyor. Daha böyle fıkralar çok illaki ama tatihe not olsun. Size hep güzel notları okutmuşlar amma işin essahı böyle.
Neyse Eşek deyince Nasreddin Hoca demeden olmaz. Keloğlan desen de öyle. Malum Hoca eşeğe ters biner sonra iner sonra oğluyla biner falan biliyorsunuz hikayeyi. ( Bak beynin hemen atladı ama o öyle değil o hikaye farklı karıştırdın falan diye demi. İşte bu algıda seçicilik dostum hata, eksiklik, yanlış bulmaya odaklısın bırak artık bu kafayı işe yaramıyor kendini heder etme)
Ya bu eşek her yer de Mister 4 Nal dersem herhalde İnek Şabanı hatırlarız hemen. Orda ne kadar değerli hale geldiğini gördük ama orda da canına kasdedenler yok değildi. (Bkz. Draş oluyom yienim draaaş)
Eşekleri düşünmeden edemiyorum ya çok pişmanım ama çocuktuk sonuçta. Şimdi yüklemişler bi gün yine dağdan odunları vermişler misteri elime “sen bunu eve yık gel” diye. Tabi bu arada onlar ikinci yük odunu kesecekler. Neyse yolda gidiyoruz şimdi rahmetli olmuştur o arkadaş toprağı bol olsun, yük fazla olmuş zaten biraz zayıftı da giderken yol kenarında ki otlara eğilip yemeye çalışıyor, bırakmıyorum tabi hemen “deh, kırr” falan bi iki de odun vurma güya terbiye ediyorum tabi ama o da isyanlarda. Derken attı kendini yolun kenarına. Ulan dağın başında tek başıma yaşım desen 12-13. Kalk diyorum yok. Yardım ediyorum uğraşıyor ama gücü yetmiyor. Odunu çözsem, dayaklık yok (bkz. Eşeğe Odun Yükleme) ve tek başıma da zor. Sonra tesadüfen yakinlarda bi varmış ve tesadüfen de bi öğretmen emekli olup gelip o dağdaki eve yerleşmiş, yardım etti de yola devam ettim. Geri dönerken mutluyum tabi eşeğe binerek gidiyorum.
Bu arkadaşla baya anlarımız var. Bu ibne beni bi gün pulluğun üzerine düşürdü. Şener Şen in ama binmesi gibi bi taraftan binip öteki tataftan aşağı cup.
Eşek böyledir işte bazen güldürür bazen ağlatır. (Bkz. Yarış atlarına eşek tecavüz etti)
Neyse mazot bitti. Şimdilik bu kadar Eşeklik yeter.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (2)

  1. :) aynen

  2. 28 Mart 2017

    Eşeği kim kullanıyosa en çok onlar öpüyor. Bırakalım nesilleri tükensinde rahatlasınlar, derim. Kıymet bileceğimiz yok bizim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir